Saturday, February 7, 2009

boncuk


bilemiyorum. bu türden bir varoluşla daha sonra karşılaşabilir miyim. umarım uzun süre takip etme fırsatım olur, ama umarım sadece krizin geldiğini hissettiğinde hastaneye ihtiyaç duyacak denli iyi olabilir.. unutmadan yazmak istiyorum bir bir.
-dsm tanısı iki uçlu mizaç bozukluğu,, şu anda karma epiod
-bir kere defalarca ekt'ye maruz kalmasına rağmen inanılmaz zeki ve entelektüel yetenekleri had safhada.
-neşeli, fazla ve ayrıntılı konuşma
-dürüst, ahlaki yargıları yüksek,, cezalandırıcı süperego
-çabuk öfkelenen, sabırsız.
-özgürlüğünün kısıtlanmasına tahammülü yok.
-üst-orta bir sosyal sınıfta doğup büyümüş olmasına rağmen, altsınıfa ve altkültürlere -anlam veremediği- bir eğilim.
-travma yaşı 12. sınıf ayrımı, etiketlenme, dışlanma, küçük düşürülmeye maruziyet...

böyle yazınca her şey daha açık görünmeye başlıyor. şöyle bir formülasyondan geçirebiliriz. id'den yükselen yüksek libido açığa süblimleşmiş şekilde çıkacak bir zaman ve uzam bulamadığı gibi, kendisinden daha güçlü bir büyük Öteki ile karşılaşır. Bu Öteki öznenin varlığını haklı çıkarmadığı gibi, onu kastrasyonla tehtid etmekte ve hatta şimdiki rahatsızlığının ciddiyetini göz önünde bulundurduğumuzda alenen ve resmen kastre etmiştir. Büyük Öteki "piçsin!" buyurmuş, özne de kabul etmiştir: bendeki bir boşluğun adıdır piç olmak! ve özne kendini o tarihten itibaren "piç" olarak kurmuştur: baba'ya maruz olmayan, baba'nın dışında olan her şey olarak, babasız, köksüz, amaçsız, anlamsız bir hiç olmuştur,, hiç olarak hepliği sarmalamış, her alanda, her arka sokakta, her kalpte, her ruhta yer edinme güdüsündedir..

bu noktada lafı dolandırmaya fazla gerek yok. özetle piçsin duyurulan bir öznenin piç olma zorunluluğunu görüyorum her altmetinde. "sen bilmezsin, çok nankörümdür ben" diye bağırdı bugün. "hayır değilsin" dedim sakin. "hayır, nankörüm ben" dedi tekrar, "nankör olmadığını, aksine tam da tam olarak na-nankör olduğunu biliyoruz ikimiz de" dedim. durdu, sordu sessiz boncuk boncuk, cevapladım kocaman açarak gözlerimi, gülümsedi, odasına gitti..

"kendimi yeniden kuracağım" dedi ilerleyen saatlerde, "ne ...., ne ...., ne de ...... olacağım, hiç olacağım".. onayladım ben de, "hep doğmanın yolu hiç olmaktır bazen"..

No comments: