Saturday, April 18, 2009

bana bir cafe latte, bol kremalı olsun!


ehömm

merhaba sevgili günlük,
uzundur görüşmüyoruz, ben yeni bilgisayarımı yeni taşındığım evimde de çaldırdığımdan beri.. neyse, bugün güzel bir gün, ben balkon sefası yapıyorum. aslında stresliyim, bir an önce şu bela bitsin istiyorum sonrasında bitimsiz bir tatile çıkacağım. v. ile önce mısır, sonra tunus, sonra fas,, oradan da gemiyle geri döneceğimiz ezoterik bir gezi hayal ediyor, gerçek kılmak için seferber edeceğim imkanlarımı yaratmayı düşlüyor, üzerinde çalışıyorum..

olduğum, olmaya devindiğim şeyi de seviyorum ayrıca. geçen gün uygun bir zamanda a. ile olan konuşmamızda, böyle olmayı, üzerinde yiridiğim yolu sevdiğimi fark ettim. evet tıpkı bugünkü boğaziçi kırıntısı kadına söylediğim gibi, ben yalnızca olmamın efektif olduğu dayatılan şey olarak efektif olamam! hiçkimsenin de olabileceğini de zannetmiyorum. Baba-nın-Adı'nın sana buyurduğundan fazlası olamazsan, nasıl bir kendilik, kendine özdeşlik olabilirsin!!!!

her obsesifin mutlu zamanlarını harika bir biçimde mahvetme eğilimi vardır. Bu meyil genellikle şu biçimdedir: yoksa her şey yalan mı?! ya da şöyledir: acaba var-ve-olumsuz olan neyi ben göremiyorum? mutlaka bir yerde bir bit yeniği olmalıdır, ki obsesiflerin çoğu biraz da paranoidtir. hayat olumsuzluklar bütünüdür ve tesadüfen oluşuveren olumlu bir olay muhakkak ki kusursuzluktan, yani imkansız olandan türeyendir, yani asla gerçekleşemeyen, gerçekleşemeyecek olandır.

bu nihai mahvetme mekanizması obsesifin hayatını bir karabulut gibi gölgeler sürekli ve zaten kendisini karanlık bir bulut olarak duyumsayan obsesif, kendini sürekli geçmişte debelenirken bulur: tanrım, aslında ne kadar mes'udMUŞum!!!

mutluluk hep geride kalandır, hep kaybedilen, hep ona doğru koşulan bir gelecek fakat hep yakalanamadan yanından geçilen bir geçmiş. sürekli devinim, sürekli çelişki içinde saçı başı dağınık bir biçimde düzen arar obsesif. hayatın bir formülü olmalıdır, hayat kuralına göre oynanması gereken ciddi bir deney sahasıdır.

hayat ancak her alanda nizam olduğunda obsesife yer açacak bir bencilliktir aslında, öyle düşünür. kendisi değildir, kendisi olamamaktadır, çünkü çevresindeki nesneler ona izin vermemektedir kendisi olması için. ona yer açmamaktadır hayat! tıpkı babasının aslında onu seven annesini obsesife vermiyor olması gibi!

filan. sıkıldım.

No comments: