Sunday, May 24, 2009

boktan yazı

diyorum da işte, çok öfkeliyim aslında sevgili günlük. boğaziçi'ne transkript almaya gittiğimden beri içime yerleşen şiddeti, sıkıntıyı, geriltiyi atamıyorum bir türlü. dönüşte zangır zangır ağladım otobüste sinirden. bakarsa baksın sikindirik etiler tayfası çok da götümde sanki. kendime çoocuklara yaptırttığım relaxation şeysilernden yapmaya çalıştım. sık, gevşe, sık gevşe, derin nefes al, böyle yapınca aklıma hep haydar dümenin seks terapisi şeyi gelir de gülmeye başlarım. oyhh diye güldüm yne salya sümük olduğum halde. hiç gerekmediği halde balıklıya gittim, sizi özledim dedim, çay içtim kızlarla geri döndüm sonra mırıl mırıl, canım balıklım benim, mırnav modunda sildim gözyaşlarımı. fakat o gün bugündür kendimi felaket hissediyorum yine, aradan bir hafta geçti, be tahmin edebileceğim gibi, evet bildim, bingoo 2 kilo verdim (ovfffffffffffffffff alt kattakiler felaket sevişiyor ya bu arada,, neyse geçelim, zaten kadın neyse yazdığım anda orgazm oldu). tüh gene güldüm bak şimdi gene kaçtı depresyonum iyi mi,

neyse diyorum ki, bu aslında tam olarak bir yeni arz-u nesnesi bulamama durumu. ya da şöyle söyle4yelim. asla yakalanamayn bir arzu nesnei kalma eğilimi ile zaten-çoktan yakalanmış bir arzu nesnesi olduğunun bilinmesi arasındaki gerilimden doğan bir hiç-nesne sahibiyeti duygusu. öyle ya da böyle, yeni bir nesneye sebebiyet veremedi. hiçkimse için. evet tamam belki ben gerzek bir insan olarak orda john nashler ile karşılaşacağmı, kafede muhabbet edeceğim adamın bir adam smith olacağını, çimlerde go oynayarak teori geliştireceğimizi filan umacak kadar hayalperest bir müşkülpesenttim. peki ya onlar? benim gibi olan diğerleri? onlar da mı başkalarına diplomanın adını satarken, çok boğaziçili olan ama aslında birlikte olduğumuzu zamanlarda yaka silken onlar? kabul ediyoruö, oldum olası gıcık bir insanım, kimseyi, hiçbir yeri kolay beğenmem, hatta genellikle beğenmem. bu yüzden uzun süre orasının sanıldığı gibi bir yer olmadığını, orasının pink floyd'un wall şarkısının klibinin çekildiği abrika olduğunu anlattım durdum, bana kimse inanmadı. bloglara destanlar döşedim, kendimi cassandra ile özdeşleştirdim, ama yine bir bok olmadı, yelkeni değiştireyim anasını satayım dedim, gene olmadı, nereye koysam dolmadı, neyden alsam boşalmadı anacım. koduğumun eksik ötekisi. yok ötekisi. içi delik töbekisi.

10 tane transkript aldım, pişman değilim. 5 alana 5 bedava. rezalete bakar mısın. ticarethane olduğunun daha ilk satırda ifşası. rezaaalet. iğreeen.....ç. boksunç. bir daha da semtine uğramayı düşünmüyorum. diplomamı aldığım, derimi yüzen; daha doğrsu, ruhumu satmam pahasına derimi diri diri yüzdürdüğpüm bir işkence odası boğaziçi. derimi yüzemediler. psikozsa psikoz bu abi. benim imgesel özdeşimimi yıkamazsınız. vermiycem. obsesyonelim. değişime direnirim. ben kendimi böyle yapana kadar neler çektim, kendimden güpgüzel, emek ürünü bir kenilik yaratmışken, sizin aynanız karlar kraliçesinin aynası diye, kendimden veremeemmm. vermiyceeemmm. vermedimmmm.. ve evet, ağlamamın sebebi yandığım 5 sene, ömrümden çaldınız be. koduğumun orospu çocukları. ömrümü yediniz. şu anda ben ne güzel romanımı bitirmiş olcaktım lan pezevenkler. sizin yüzünüzden bir mayıs 18 akşamında sikik kilyosun sikik kumsalında bütün taslaklarımı, dostoyevskilerimi, kafkalarımı yaktım lan ben koduğumun piçleri. nasıl ödeyeceksiniz lan kitaplarımın bedelini, nasıl. önce ben yerleştim lan odaya, nasıl neşeyle yerleştim lan, nasıl dizdim kitapları, yatağın altına eşyalamdan çok kitabın olduğu iki koliyi nasıl yerleştirdim, nsaıl heyecanla kantine çıktım insanlarla tanışçam diye lan, koduğumun piçleri, siz naptınız köy çeşmesi gibi. kilyosu batakhaneye çevirdiniz lan, her taraf am-sik kokusundan geçilmez oldu, ne john nasi bir muhabbet etçek adam bile yoktu lan siktiğimin boğaziçisinde. herkes birbirine boğaziçil,yim diye hava atoyor. salaklığı görüyor musun. ben şu bölümdeyim, türkiyede şu dereceği yaptım. kalakalmıştım ilk seferde. e dedim ben de bu dereceyi yaptım da hepimiz zaten derece yapıp gelmedik mi buraya. yarış atları gelmiş lan buraya dedim açtım zeynepe telefon. lan bunların hepsi manyak. hayvan bunlar ya gel beni al budan dedim. o zaman kaçak yayın var, ben oraya da yazcam, gel taksime gidelim dediöm, leman cafeyi bulaım dedim. zeynep de kendi derdinde salak, aman yeşiimm gene ne kusur buldun dedi, gel değiştirelim istersen buhahah hadi kendine gel de araşalım diye kapadı lan yüzüme telefonu. sonra başakı aradım o da kapadı telefonu. napçam lan ben dedim sonra deli gibi kaç kilometre uzak kilyos köyüne ürüdüm gittimçay içtim. bu ne lan dedim. bu ne.

hala da onu soruyorum lan. nesiniz olan siz? hepinizi unutmak istiyorum. beynimden sizi silmek istiyorum. bok kafalılar hepiniz gerizekalısınız diye bağırmak istiyorum. dedim ya 10 trans bana 10 yıl yeter. sizi tamamen siliyorum. siiillll.dim.

No comments: