Sunday, January 11, 2009

The Curious Case of Benjamin Button

Benjamin Button'un Tuhaf Öyküsü, sıradışı konusu, Brad Pitt'in (benjamin), Cate Blanchet'in (daisy) ve Taraji P. Henson'un (queenie), Jared Harris (captain mike)'in inanılmaz oyunculukları, Benjamin'in büyüdüğü muhteşem ev ile izlediğim enn iyi filmlerden birisi. hala etkisinde olduğunu söyleyebilirim. diğer filmlerde olduğu gibi replikler kazınmış değil aklıma, ama o denli estetik, o denli incelikli ve dokunaklı bir filmdi ki, gerçek olduğuna dahi inandım!

Filmin başında ölmek üzere olan Daisy, bir öyküden bahseder. Doğuştan kör olan bir saat ustasının oğlu savaşa gitmiş ve orada vefat etmiştir. Yakın zamanda ondan çok büyük bir gar için çok büyük bir saat yapmasını isterler ve o da uzun süreli çalışmasının ardından saati tamamlar. Büyük açılış gününde, saatin üzerindeki perde de törenle indirilir ve izleyiciler saatin ters çalıştığını görür, şoke olurlar. Şöyle açıklar tersine işleyen saatin nedenini saat ustası: bu saati zamanı tersine çevirebilmesi umuduyla böyle aptım, belki bu şekilde savaşta ölen çocuklarımız geri gelirler!

Ve aynı yıl 80 yaş beden durumuyla, kahramanımız Benjamin Button doğar!

Yönetmeni David Fincher ve 1922 tarihli F. Scott Fitzgerald tarafından yazılmış bir kısa öyküden uyarlanmış. I. Dünya Savaşı, Pearl Harbor vs. fonda veriliyor. Yalnız o dönemdeki siyah-beyaz gerginliğinin siyah bir kadına anne diyen benjamin'de hiç etki yaratmıyor olması biraz "hımm, neyse" etkisi yaratıyor.





brad pitt'i hiçbir zaman yakışıklı, seksi vesaire olarak görmemiş, oynadığı filmleri bu özellikleriyle "götürdüğü" önyargısıyla kendisinden hep uzak durmuşumdur fakat jesse james'tan sonra önyargılarım tamamen yıkılmış, oscar moscar ne varsa hepsini götürmesi gerektiği kanaatine varmış durumdayım.


benjamin'i imdb'den öğrendiğim kadarıyla 4-5-6 kişi oynamış farklı yaşlarda, fakat pitt'in olan mimikler her yaşı, her yaştaki o yaşa ait olmayan ruhu harika bir şekilde yansıtıyordu. hele masanın altında daisy ile olan sahne muhteşemdi.


cate blanchet ise, oh my elf goddess, tek kelimeyle döktürmüş. balerin (belki de aslında daisy)oluşunun kırılganlığı ve zarafetini bütün filme yaymış. tüm filmde daisy'nin inceliği, güzelliği, bencilliği, fedakarlığı, kızıllığı, maviliği seziliyor,, an be an.

Queenie karakteri filmdeki en sevdiğim karakterdi. benjamin'in ölmemesinin sebebi de bence queenie'nin çocuğu olarak o muhteşem evde büyümesi :) içten, samimi, sıcak, cıvıl cıvıl, rengahenk.. çok iyi bir anne, ayrıntıları, bütünlüğü harikaydı, ki öldüğünde ağladım ben :(

kaptan mike'ın dövmeleri müthişti,,, sanat eserleri de.. filme eklemlenişi, yeniden anımsanması, hepsi zekice ve incelikliydi..

Benjamin'in uzaklaşmak adına Hindistan'a gitmesinden hiç ama hiç hoşlanmadım, "illaki Hollywood olduğunu göstereceksin di mi" diye söylendim hatta ama bu film hakkındaki yargımı değiştirmedi. "nothing lasts" diye bir replikle bitirelim bu yazıyı o halde :)

official website: http://www.benjaminbutton.com/
trailer için de: http://benjamin-button-trailer.blogspot.com/

No comments: