Tuesday, January 6, 2009

Kırmızı


uzun, karanlık bir gecenin tam ortasında sokağa çıkmaya karar vermiştik. dışarıdan aralıksız çığlık sesleri geliyordu ve sokağa bakan penceremize kan sıçramış, camı boydan boya kırmızıya boyamıştı. mösyö fenikel'in camdaki biraz büyükçe lekeye canı sıkılmıştı epey, "kalk nazile" dedi bana, "gidip şu camın yenisini alalım."

derken bir çırpıda hazırlandık. üzerimizde ne varsa çıkardık ve neşeyle dışarı çıktık. çığlık sesleri artarak yaklaşıyordu. fenikel ile yaklaşarak mı arttığı yoksa, yaklaştığından mı arttığı konusunda kısa bir tartışmaya giriştik, fakat boğazımızı kurutan kısalık fenikel'in yüzüne sıçrayan kan ile uzun süreli ir bölünmeye uğradı.

"kan" dedi fenikel, "asıl gerçeğimizdir bizim." ve o anda, ne kadar medeni olduğu ile, görgü kurallarının sıkıcı gerekleri çerçevesinde şekillenmiş kaba yaşantısına rağmen taşıdığı gerçek ruh ile karşılaştım!

bu mutluluğu başka bir şey ile değişemezdim. havalarda uçmak, bütün bulutları parçalamak, sınırsız bir mavilikte kırızıya bulanmak isterdim. o sırada dingin bir çığlık daha duyduk ve fenikelin yüzünde ifadesiz bir mutluluk belirdi. "geliyorlar" dedi, "haydi üzerimizi örtüp, yeni bir sabah olalım!"

derken bir çığlık attı ve yere yığıldı. onlar bana doğru yürürlerken kırmızının tonlarını ruhuma işlemekteydim..
**Resim Karen Dupré'nin My Fair Lady III adlı tablosuna aittir.

No comments: