zeynep sağdaş, yarım kalanlara rağmen
benim ergenliğe geçişim çok donuk olmuştu, doğrusu ben sadistik süperegoyla özdeşleşmiştim. flan. neyse. burayı geç. bayram tatilinde köye kuzenlerimin yanına gittiğimde tuhaf bir "kızsal" alışkanlıkla karşılaşır, küçümsemeyle başlayan ve küçülmeyle devam eden bu alışkanlık ritüeline sessizce uyum sağlamaya çalışırdım. kuzenimin de arasında olduğu 4-5 kişilik bu kız grupları evlerin tepelerine çıkar, minik bir radyoyu yanlarında getirir, çeken tek frekanstan "içli" şarkılar dinler, gizlice sigara içer, "baktıkları" çocuklardan bahsederlerdi. bakmak onlar için hoşlanmak demekti. ve çoğunlukla bu bakmaklar, oğlan kişisinin başka kıza "arkadaşım olur musun" demesi ile son bulurdu. çok dertliydiler. ama çoık içtendiler. adnan die bir çocuğa bakan bir kız vardı hele, tipik bir trakya kızı olarak erkek gibi sigara içer, bacaklarını bağdaş yapar, adnanı beklerdi.. hey günler!
orda dinlediğim şarkıları andıran bir şarkı bu da. olabildiğince benden uzak, olabildiğince başka'nın, ama bir şekilde içimi cızlatan. bana temiz köy havasında yıldızlı gökyüzüne bakarken sigara kokusunu anımsatan..
No comments:
Post a Comment