taşındık ya, terk edilmiş bir servis gibi, 2003 yılından dosyalar, kartvizitler, kitaplar var orda burda. biz de iki huzursuz meraklı daldık her yere. servisi altüst ettik, daha doğrusu altüst bir servisten hazineler çıkardık: birkaç tane saat, aspirasyon makinesi, kalemlikler, kalemler, biblolar, kondisyon bisikleti(!), iki tane koltuk ve rutubet sinmiş sarı sarı kitaplar.. kitaplardan bir tanesi psikanalitik psikosomatik üzerineydi. ben de onu yol-kitabı yaptım. notlar da şöyle:
dermotozlarla ilgili olarak,
-deri egonun en dış sınırıdır ve emosyonel sembolizmin önemli bir öğesi olarak kabul görür. dökülen kuru cilt kadar akneli bir cildin de sunduğu veriler genel bağlamda benzerdir.
-deri anksiyetenin deşarj alanıdır: libidonun akıtıldığı, mazohistik itkilerin tatmin edildiği histerik gösteri merkezi.
-dermotozu olan kimselerin genellikle kamu bireyleri ile olan iletişimi sorunludur. çeşitli kozmetik ve tıbbi uygulamalar dermotoz kontrol altına alınmış olsa bile, bu kişiler olumsuz yaşantılar anında, geçmiş deneyimlerni anımsayarak şiddetli emosyonel reaksiyon gösterebilirler.
-cilt sorunları dolayısıyla dolaylı ya da dolaysız olarak çeşitli na-hoş yaklaşımlara maruz kalmışlardır, sorun-suz olma kriteriyle sıklıkla karşılaştırılmışlar ve "yenilmişlerdir". bu nedenle "kriter" hayatlarında önemli bir yer kaydeder ve ikincil araçlara yönelirler.
gastro-intestinal sistem ile ilgili olarak,
-mide sosyal alanda duygularla yakın ilişkide resmedilmektedir. tatsız konu, midesiz insan, durumu hazmetmek vs..
-nefret duyguları bağırsaklarla ilişkilendirilmiştir: bok, püsür vs.
-heyecani gerginlik ve ülserin rastlanma oranı pozitif korelasyon sunmaktadır.
*ilginç bir şekilde, ülserin özellikle dış çatışmaların halledilemediği zaman ortaya çıktığı kaydedilmiştir.
-mide hastalarının kişilk özelliklerinde anal kişiliği resmeden belli özellikler ön plana çıkar: ihtiras, güvensizlik, paraya düşkünlük, cimrilik, dış yapıda virilken içsel olarak feminenlik.
-bununla birlikte anne fiksasyonu da barizdir. yoğun biçimde bağımsızlık isteğinden dem vurular. çoğu hayatlarında yakınları tarafından früstre edilmişlerdir. Bunla birlikte atak, cesur, gösterişli davranışlar sergilerler. hırs, başarı, mevki vs. gibi ikincil araçlar ile kendilerini kabul ettirme çabası içindedirler.
[[burada oral represif itkilerin inkarı dolayısıyla bir bağımlılık-bağımısızlık ikilemine düştükleri kanaatindeyim ben. anneye-kadına dair duygulanımları oldukça muğlak. bir yandan yüce kadını aradıklarından, olduklarından, olmaya çalıştıklarından dem vuruken bir yandan da diğer kadnları-anneleri aşağılama, küçük düşürme, küçük görme, yerme eğilimindeler. ve oto-destrüktif biçimde sürekli yıkıcı, domine edici kadınlar ile iletişime geçme, ilişki kurma eğilimindeler. bu son durum bazı psikanalistler tarafından homoseksüel arzu ile ilişkilendirilmekte, ve hatta genel olarak obsesyonel kişilik homoseksüel itki ile ilişkilendirilmekte. fakat ben obsesyonel kişiliğin daha ziyade aseksüelleşme, illaki cinsiyet atfedilecekse eğer, erkeksileşme ile ilgili olduğunu düşünüyorum. ilk kertede erkeksileşmeden dem vurmamam bu kişiliklerin mazohist arzularının olmaması. sadece erkek olmak istiyorlar, pasifize olmaktan yokolmacasına uzak duruyorlar. bundan daha sonra bahsedeceğim]]
-mide hastaları bağlılığ-bağımsızlık çerçevesinde üç gruba ayrılıyorlar.
a. yalancı bağımsızlar: bağlılığı aşırı şekilde değersizleştirip aşağılık ile özdeşleştirme ve bağlılık duygularının hırs ve başarı ile kompanse edilmesi. hırs ve başarı ile gelen bağımsızlık kolaylığı, bağımsızlık duygusunun güçlendirilmesini sağlar.
b. pasif bağımlılar: pasif, çekingen, feminen..
c. pato-fizyolojik semptom gösterenler: [[yoğun acting-out yaşayanlar]] kuvvetli oral istekleri madde kullanımı, kumar, alkol ile tatmin etmeye çalışırlar.
evet. bu kadar şimdilik.
No comments:
Post a Comment